30 Nisan 2009 Perşembe

Ruh hali..


Bu aralar zannediyorum çoğunluğumuzun ruh hali biraz karışık ve sıkıcı. Havalardan mı dersiniz, mevsimden mi dersiniz ne derseniz deyin bir gariplik var. Heleki bende! Anlıyorum bende oğluşun etkisi çok ama hepsini ona yüklemek haksızlık. 6 aydır bana etkisi olmadıki oğluşun şimdi bu kadar olsun. Ruhhalimin bozukluğunu anlayın hamilelikle pek ilgisi yok yani can sıkkınlığımın.
Gitmek istemediğim işe canım sıkılıyor,
alamadığım paralarıma,
tabiki ödeyemediğim borçlarıma,
giyemediğim kıyafetlerime sabah saat 08:30 pln:. Bugün ne giyeceğim? of buda bana olmuyor! bu bunla uydumu hayatım ufk: pln yeter artık her sabah yatağın üzerinde bir yığın ve devamlı aynı sorular nolurr ne neyle oluyorsa onu giy :(
temizleyemediğim evime,
gitmek istediğim yerlere gidemediğime,
kocamı göremediğime,
evde vakit geçiremediğime,
ve tabiki oğluşun alışverişlerinin nasıl olacağına...

Ne çok şeye takılmışım ben ya. Ben bunun için kara bulutlu ruh halindeyim sanırım ... Ruhumda baharın çabucak gelmesi dileğimle, çabucak çiçeklerimin açması dileğimle. Gri ruh halinde olan herkes baharı çabucak görsün...

29 Nisan 2009 Çarşamba

Biz evlendik...


Üç sene önce bugündü. Bir heyecan bir heyecan ne varsa heyecanlanacak, evet dedik oldu bitti :)
Mutluluğla, hüznüyle, acısıyla, tatlısıyla, varlığıyla, yokluğuyla, inişleriyle, çıkışlarıyla 3 yılımızdayız. Ne mutlu bize.. Daha nice yılları kocaman bir aile olarak kutlamamız dileğimle.
İyi ki varsın...
Seni seviyorum...
ps: Kocamın yüzünü sildim belki hoşlanmaz görünmekten :)

22 Nisan 2009 Çarşamba

Bir anne adayı daha..


Çok mutlu oldum haberi alınca . Dün aradı haber verdi Fatoş. Nasıl sevindim anlatamam. Çok istiyordu gönlüne göre oldu.

Eşini de seni de kutluyorum. Harika günler seni bekliyor tadını çıkar..


Sağlıklı, mutlu, huzurlu olun Seço & Fato & bebiş..

Çok çalışmak lazım çoook..


Yokk öyle yazacak ilginç birşeyler yok. Herşey gayet monoton, gayet sakin, gayet sıkıcı devam ediyor.
Bir tek güzellik kocaman kocamın ayağındaki alçının çıkması ve oğluşa yaptığım alışverişler..
Sabah gözümüzü hastanede açtık, ailecek pek sevmeyiz hastaneleri.. Şipşak göründük, şipşak tekrar film çektirdik, şipşak alçıyı aldırdık ve kocaman bir ohhhhhhhh çektik. Ondan çok ben rahatladım :)
Oğluşun alışverişini yavaş yavaş yapmaya başladık. Hastane çıkışları, battaniyeler, bodyleri vs. Ne çok alınacak şey varmış..
Haftaya asıl büyük alışveriş için araştırmaya çıkacağız. Odası, halısı, arabası, beşiği..
Çok çalışmamız lazım çooookk...



17 Nisan 2009 Cuma

Ben yatıyorum...

Sabah maillerimi kontrol ederken bir arkadaşımdan gelmiş bu yazı bana.. Olağanüstü kadın arkadaşlarıma gitsin diye yazmış. Kadın olmak başka bir şey. Nasılda güzel anlatmış :)

BEN YATIYORUM.....Akşam annemle babam televizyon seyrediyorlardı. Annem, 'Geç oldu,' dedi, 'zaten yorgunum, ben yatıyorum.' Annem kalktı, mutfağa gitti. Çerez-meyve tabaklarını çalkaladı kaldırdı. Sabaha hazır olsun diye çaydanlığı doldurdu, demliğe çay koydu.
Şekerliğe baktı, dibinde az kalmış, üstüne ekledi. Kahvaltı için buzluktan ekmek çıkardı, akşam yemeği için çözülsün diye de eti aşağıya koydu. Kahvaltı masasını hazırlamak için masanın üstündekileri topladı. Telefonu şarja koydu, telefon defterini kapatıp yerine koydu. Sonra çamaşır makinesinden ıslak çamaşırları çıkarıp astı ve makineyi tekrar doldurdu. Banyodaki çöp sepetini boşalttı. Islak bir havluyu kurusun diye duş perdesinin borusuna astı. Bir gömlek ütüledi, kopuk düğmesini dikti.Çiçekleri suladı. Esneyerek gerindi ve yatak odasının yolunu tuttu. Çalışma masasının yanından geçerken durdu, öğretmene tezkere yazdı, okul gezisi için para sayıp ayırdı, eğildi, sandalyenin altına girmiş ders kitabını aldı, masanın üstüne koydu. Kek tarifleri defterini çıkardı,arkadaşına söz verdiği tarifi bir kağıda yazdı, çantasına koydu. Bakkaldan alınacakları not etti, notu da çantasına koydu. Sonra gitti, 3'ü 1 arada temizleme losyonuyla yüzünü yıkadı,dişlerini fırçaladı. Gece kremini ve kırışık önleyici nemlendiricisini sürdü. Tırnaklarına baktı, törpüledi. İçeriden 'sen yatmaya gitmemiş mıydın' diye seslenen babama 'şimdi gidiyorum' deyip köpeğin su kabını doldurdu. Kapıları pencereleri kontrol etti, holdeki lambayı yaktı. Kardeşimin odasına gitti, oğlan uyumuş, lambasını söndürdü, bilgisayarını kapattı, gömleğini astı, yerdeki kirli çorapları toplayıp sepete attı. Bana geldi, 'haydi yat artık, biraz da yarın çalışırsın,' dedi. Kendi odasına gitti, saati kurdu, ertesi gün giyeceklerini hazırladı. 6 maddelik acil işler listesine 3 madde daha ekledi. Kendi kendine iyi geceler diledi, hayallerinin gerçekleştiğini gözünün önüne getirdi. İşte o sırada babam televizyonu kapattı, ortaya öylece bir 'ben yatıyorum' dedi ve gitti yattı. Sizce bu işte bir gariplik yok mu? Kadınların neden daha uzun yaşadığını merak etmiyor musunuz? ÇÜNKÜ BİZİM YAPIMIZ UZUN ÇEKİŞLİ (ve işimizi bitirmeden öyle çabuk çabuk ölemeyiz)!

tüm olağanüstü kadınlara gitsin..
sevgilerimle...

13 Nisan 2009 Pazartesi

2. ödülümü aldım ne mutlu bana

İlk ödülümü elf ten almıştım. Bir onurlandım bir onurlandım anlatamam. 2. onurumu yaşatan Yelize teşekkür ediyorum. Çok şey öğreniyorum sizden. İyiki katılmışım aranıza. Benim ödül vermem gerekiyorsa öncelikle kalbinde anneliği yaşayan annelere, tüm beni izleyen blogcu arkadaşlarıma ödül gönderiyorum..
öpüyorum sizi...

9 Nisan 2009 Perşembe

Uzun yol şarkıları

Uzun yola gitmeyeli, şöyle camı açıp mis gibi havayı soluya soluya şarkı dinlemeyeli çok oldu. Albümün ismini okuyunca uzun zamandır araba ile hatta hiç bir taşıma aracı ile seyahat etmediğimi anımsadım..

Severim Gülben Ergeni, azmini, anneliğini, eşliğini, kadınlığını, son yıllardaki albümlerini.. Hele son albümüne bayıldım demekten kendimi alamıyorum. Yarın gidip cd sini alıyorum ve oğluşa evde bağırta bağırta dinletiyorum..


ps: şuanda internette dolaşan şarkısı Giden günlerim olduyu dinliyorum bol bol. Videosunu eklemeyi beceremedim. Bulurbulmaz ekleyeceğim söz.

Siparişimiz geldiiii...

Doktorumun tavsiyesi üzerine ve engin araştırmalarıma dayanarak çatlak kremimi alabildim sonunda. Doğum yapmadan karar verebildim yani :D.
Lierac Phytolastil jel. Bodrum da eczane fiyatı yaklaşık 70.- tl. eczanemizde.com dan (en uygun fiyatlı orasıydı) 55.- tl ye aldım. Mutluyum bugün kullanmaya başlıyorum..

Ayrıca sipariş verdiğim ve henüz elime ulaşmayan 2 kitap var.
Çocuk yetiştirmede psikolojik taktikler Anne babalar için / Perry W. Buffington.
Çocuk beden dili / Samy Molcho
Henüz okumadım yorum yapamayacağım. Fakat okur okumaz fikirlerimi yazacağım.

Güzel bir gün geçirin..

8 Nisan 2009 Çarşamba

Anne oğluş büyüyoruz..



Şükürler olsun herşey yolunda gidiyormuş.. 430 gr cık olmuş oğluşumuz. Oğluş 430 gr ama annesi 70 yakın oldu ve giyecek birşey bulamıyor eski pantolonlarından sadece 2 tanesinin içine girebiliyor.. En yakın zamanda alışveriş yapması lazım. :S
İçerde gayet sakin şuanda hatta o kadar sakinki yüzünü görmek için o kadar çaba harcamamıza rağmen arkasını dönüp uyudu evet 1 ay bekledik görelim diye o ne yaptı döndü poposunu yattı. Şuanda elimizde sadece bu fotoğrafı var.. :)


O kadar çok şey geçiyorki kafamdan o kadar çok karışıkki. Ne yapsam onun için iyi, ne okusam ne dinlesem, nasıl doğursam, nerde doğursam, odasını nasıl hazırlasam, neler alsam daha saymadığım bir çok konu. Anne adayı olmak bile çok zormuş. Şimdi daha iyi anlıyorum sizi..

Nil'in annesinin taşı..

Nazarmı değdi nedir.? Geçen gece 2 de zır zır çalan telefona uyandım pek sevmem gece çalan telefonları. Eyvah kardeşim hele yakınımın numarasını görünce iki kat sevmem. Abla hastanedeyiz Mlke iyi değil Nil'e bakamıyorum çabuk gel.. Hemen ufk hazırladım (malum bacak kırık yardıma ihtiyacı oluyor) kendim ne bulduysam giydim dolaptan arabaya atladım soluğu hastanede aldım. Niloş pusetin içinde huzursuz bir şekilde uyuyor. Anneside iki büklüm yatakta serumla yatıyor.. Bir kaç gündür bel ağrısı şikayeti var bizde emzirmeden dolayı kuluçlarında sorun var diye düşünüyoruz. Serumlar bağlandı, ilaçlar verildi, tahliler yapıldı e bişey yok, nedir sorun yarın anlaşılacak. Ultrasona girecek dediler. Tabi gece Nil'in nöbetini devraldım.
Sabah Niloş annesi ben hemen hastaneye çufçufladık. Ne safra kesesinde taş mı? Bu yaşta ? Olamaz. Ama maalesef hamilelik safra kesesindeki sorunları tetiklermiş. En yakın zamanda ameliyat olması gerekiyormuş. Bu yaşta (henüz 20 yaşında)
Yani diyeceğim o ki bel ağrısı deyip geçmeyin başka şeylerede çıkabiliyor.
Canım Mlke geçmiş olsun..
Sizi seviyorum.

Ne mutlu bana..

Her sabah adet edindim bugün ne yazdılar, ne haber var acaba diye baktığım blogları didiklemeyi.. Henüz yeni olduğum içinde bir çoğu ile çok fazla yakınlığım yok ama hepinizi hepinizin bebeklerini ve sayfalarını çok seviyorum. Tabi elif'in ve güneşin yeri ayrı..
Sabah sayfasına baktığımda smart blogger yazısında ödülüm peline gitsin yazmışya, dedim bu pelin benim bilmediğim bir blog sahibi herhalde. Kondurmuyorum kendime :D. Elf (siz yapıyorsunuzya ismi yazdığınızda onun blogu çıkıyor üstüne gidince ben yapamadım çok ayıp ama yapamadım.onun için elfeyp.blogspot.com yazacağım) çok teşekkür ediyorum. Şimdi daha büyük bir yük bindi omzuma ödülüne layık olmak için daha çok ilgilenmem,yazmam gerekiyor bloga.
sevgiler..

1 Nisan 2009 Çarşamba

İyi ki doğmuşsun sen halacım..


Nil hanım doğalı tam tamına 25 gün oldu.. Kızımız büyüdüde mevlütü bile oluyor yarın ..

Bir gazlı, bir şirin, bir lafçı, öyle böyle değil ağzı açık dinliyor resmen ne diyorlar diye. Dışarıya doğal olarak yeni adapte oluyor, gülmelere, kendi sesini tanımaya başladı, garip sesler çıkartıyor
ara ara. Görmeden günü geçiremiyorum, koklamadan öpmeden.
Tabi benim içimdeki minikte bayılıyor nille olmaya, yanına gidince karnımdan çıkıp oynayacak sanki..

Bayılıyorum halacım sana. İyiki doğmuşsun..

Ah o kuçu kuçu

Ya insan yaşayacaksa önüne geçemiyor maalesef.. Sen bir simit (kocamın canı muğla simiti çekti de) uğruna hergün gittiğin yoldan çık çevre yolundan git. Azman bir köpek karşı yoldan son sürat karşıya geçmeye kalksın gelsin benim arabama çarpsın arabayı savurtsun kapıyı göçertsin, tamponu kırsın.. Olacak işte.. Şükür ediyorum daha kötü bir şeyde olabilirdi. Olacakla öleceğe çare yok derler büyüklerimiz, kanıtlarından biri. . Olacak işte