23 Eylül 2010 Perşembe

Annieee..

Bu ara normal olarak ( ay gelişimine göre) bir annedir gidiyor... Her an her dakika anniiee, gözünden kaçırırsa eyvahhh.
Bırakıp bir yere gitmememin imkanı yok. Zaten buara baş ağrısından bir yere gittiğimizde, gideceğimizde yok.
Sinüzitden şüpelenerek doktora gittim fakat sinüzit değilmiş en kısa zamanda noroloji doktoruna gitmem gerekiyor.
Keyifsizliğim nedeniyle ve fotoğrafsız (makinanın sarj aleti tamir olamadığı için ) pek yazıda yazayım yok açıkcası. Arayı açtım en kısa zamanda arayı kapatırım.

Sağlıkla kalın..

13 Eylül 2010 Pazartesi

Ne güzeller..

Ne güzeller dimi. İkili olanı elf www.elfeyp.blogspot.com  senin için düşündüm..:) Alalım bari birer tane..



8 Eylül 2010 Çarşamba

Bol hamurlu bayram hazırlığı / iyi bayramlar

Ananeye, babanneye ikram için kurabiye, annem için kalbura bastı ve aşağıda tarifi olan gül tatlısı hazırlığı. 2 gündür hamur mıncıklıyorum çok zevkli :)

Ailenizle, sevdiklerinizle huzurlu, mutlu bayramlar herkese.
Sağlık isteyenlere sağlık, huzur isteyenlere huzur, mutluluk isteyenlere mutluluk, dinlence isteyenlere dinlence versin bu bayram..


Yarım paket yumuşamış margarin
1 su bardağı irmik
1 su bardağı sıvı yağ
2 yemek kaşığı sirke
Bir tutam tuz
Yarım su bardağı yoğurt
1 vanilya
1 kabartma tozu
Aldığı kadar un

şerbet :
3 su bardağı su + 2,5 su bardağı şeker + limon suyu

Şerbet hazırlanır ılınmaya bırakılır.
Hamur malzemelerinin hepsi karıştırılıp yoğrulur, merdane yardımıyla açılır çay bardağı ile şekillendirilir.3 hamur uç uça üst üste konulur ve yuvarlanır. Gül şeklini alan tatlıların ortalarına fındık, fıstık ne isterseniz koyabilirsiniz.



170 dereceli fırında 30-35 dk pişirilir. Fırından çıkan sıcak tatlılara ılımış olan şerbet dökülür.

Kendi yeme keyfi / 14. aya notlar




Bugünlere not düşelim.

Anne en sık söylediği kelime ANNE. Susadığı zaman suyun yanına gidip yada gösterip su diyor. acıktığında mama, süt istediğinde süt, emmek istediğinde emm, uyumak istediğinde nennen.
Hadi oğlum yukarı çıkalım banyo yapalım; merdivene ilerliyor yukarı çıktığımızda banyoya gidiyor.
Söylenen çok şeyi kavrayıp anlıyor.
Çoğu zaman koltukların tepesinde akrobasit hareketler yapıyor.
Gayet iyi yürüyüp hatta koşuyor.
Yemek yemesi eskisi gibi iştahli değil
Müzik duymasın kapı gıcırtısına oynamaya başlıyor hatta oynamak isterse oyun hareketine geçip şarkı söylememizi istiyor.
14 ay içinde ilk kez en uykusuz gecemizi ve ilk birlikte uykumuzu geçirdik geçen hafta nedenini anlayamadığımız bir sebepten. uykuya daldığında çıklıklarla ağlamaya başlıyor tekrar uykuya dalması dakikalar sürüyordu, uykusunda bile hala hıçkırıyordu..
Dolaplarda ne kadar tava tencere varsa hepsi yerde, oynamasa bile hepsi yerde olmadı.
Doktorumuz Tamer Karamürsel ile sünnet kontolümüz gayet iyi geçti.
Yağız 14. ayında ilk kez mini dondurmanın yarsını afiyetle yedi + ilk kez bir parça çikolatayı hüpletti, devamını istedi :(

3 Eylül 2010 Cuma

Stress


Seviyorum ben Mehmet Öz'ü; aksanlı konuşması, alternatif tıbba verdiği önem, uslubu, bilgisi çok hoşuma gidiyor. Daha geçen gün düşündüm; aslında Filiz Akının kitabını okuyorum buaralar ozaman geldi aklıma bu kadar bilgililer bu kadar dikkatli beslenip, dikkatli yaşıyorlar acaba hiçmi hasta olmuyorlar diye. Oluyormuş bak. Bağırsak kanseri teşhisi konulmuş.. Genetik de değişmiş, demekki bu ne demek oluyor çağımızın illeti stress iyi yaşayan yaşamayan herkesi yakalayabiliyor ve maalesef bütün hastalıklarında başlangıcı olarak damgalanıyor.
Kendimden örnek vereyim gayet dikkat beslenirim, ot çöp bitki vs önemserim, acı yemem, baharat aşırısını yemem, kızartma çok nadir, kola vs asitli şeyleri o da nadir. Ne oldu biliyor musunuz 4 sene önce ciddi bir mide kanaması geçirdim. Nedeni mi ? Stresse dayalıymış..

Mehmet Öz e çok geçmiş olsun umarım çabucak üstesinden gelir. Onunla birlikte bu hastalıkla uğraşan herkes şifa bulur.
Dedimya Filiz Akının kitabını okuyorum diye içim parçalandı okurken azçok biliyorum kanser hastalarının neler yaşadıklarını fakat bu kadarını beklemiyordum... Sık sık yazıyor sağlığınız yerindeyse hayatın tadını çıkarın olmadık şeyleri büyütüp sorun haline getirmeyin hiçbirşey sağlıklı yaşamaktan önemli değil diye..
Toplumca öğrenmeliyiz sakın yaşamayı, huzurlu olmayı çok fazla önemsememeyi, takmamayı....
Bence okullarda da stressiz yaşam dersleri verilmeli. Nasıl daha pozitif yaşarız konuları bolca işlenmeli..

Herkese stressiz haftasonu diliyorum..
Bol neşeli, bol mutlu, bol eğlenceli, booollca huzurlu..

2 Eylül 2010 Perşembe

Terliği hayata döndürme projesi..

Burdayız ama biraz tembeliz buaralar. Ev, uyku, yemek günlük işler dışında pek meşgul olduğumuz şeyler yok yağız oğlanla..O mu? O iyi; gayet hareketli, gayet karıştırıcı, gayet istekli, mahaşallahı var. Ciyaklamaları hafif geçmiş durumda.

Esas konu bu çok zsevdiğim ve çok rahat ettiğim terliğim. Üzerindeki taşları tek tek düşüyor ve maalesef aynısından Bodrumda bulmak mümkün olmuyor. Beyaz kurdeladan küçük fiyonk yaptım pembe boncuklar kondurdum ve düşen taşların üzerine yapıştırdım, şimdilik böyle kamufle ettim düşen taşları pek sevimli oldular..


ps: fotoğraf makinasının bataryası bozulduğundan yeni resimler çekememekte ve koyamamaktayım..