27 Haziran 2011 Pazartesi

Yorumsuz

Ben hala kendi sayfama ve bazı sayfalara yorum yazamıyorum...!!!

24 Haziran 2011 Cuma

2 yaşa bir kala yağız

Çok iyi çok şükür.. Geçen hafta pazar denize girme sevdasıyla denize doğru yürüdü o yürüyüş. Nille su kurbağası gibi hiç sudan çıkmadılar. Hatta yağız ilk denememize rağmen tabiki kontrolümüzde kolluklarla bizden yardım almadan suda kaldı kalmak için çırpındı yüzdü..Bizde keyifle izledik onu. Ben oğlumu sevdiğimi yazmışmıydım daha önce çok seviyorum onu.

O keyifli oldukça, güldükçe, sağlıklı oldukça ben & biz daha mutlu oluyoruz..Çok şükür.

Sanırım çoğu çocuk böyle bilmiş bu zamanda.. Herşey hakkında bir fikirleri var çok gözlemciler. Tekil konuşayım şu durumda yağız çok dikkatli heran herşeyi alıyor kapıyor. Bu ara en çok söylediği kelime Bu. Ama soru anlamında buuu? Soruyor bilmediği görmediği emin olamadığı herşeye buu? diye soruyor ne olduğunu ne işe yaradığını anlamaya çalışıyor cevap veriyoruz anlıyor ki hı diye onaylıyor :)

Emzik tamamen çıktı hayatımızdan, 2 yaşına girmeden çok şükür çok zorlanmadan bıraktık, hemde plan program dahilinde olmadan aynı anne sütünde olduğu gibi. Çok uzun zaman olmuştu gündüzleri emziği ortadan kaldırmıştım sadece uyuyacağı zaman ortaya çıkarıyordum anlatıyordumda sadece uyurken emzik kullanılır diye uykuya dalıncada ağzından alıyordum.. Sonrasında zaten emziği bulamama olayını biliyorsunuz bahane oldu ve ogün emzik okk oldu..Gülşahın oğlu merte bayılıyor ayağını incittiğimiz gün mert; ben senin emziğini attım dedi gülşahta denize atmış mert memeni dedi arkasından ben ekledim sen artık mert gibi abi oldunya onun için mert senin memeni denize atmış artık meme yok dedim büyüdün, hıı dedi.. yine anladı :)

Arada krizler oluyor tabiki ama abartılacak kadar olmadı henüz ama bu olmayacağı anlamına gelmiyor biliyorum.. Çoğunlukla ılıman bir yapıya sahip ama bazen annesi gibi dik kafalı babası gibi çabuk sinirlenen oluyor. Çok üstüne gitmeden fazla büyütmeden başka konulara geçiyoruz böyle durumda aklını karıştırıyoruz sorunu çözüyoruz ama bazen taktımı takıyor nuh diyor peygamber demiyor :)

3 kelimelere geçtik artık çoğunlukla anlatıyor sıkıntısını, kelime bulamadığında kem kum yuvarlıyor lafları ağzında.. Geçen sabah uyandı aldım yataktan ben kendi yatağıma yattım anne kalk süt getir dedi bana şaşkınlıkla bakakaldım tekrarları anne süt getir..
Ben bireyim diyor çoğunlukla karnı aç olsun tok olsun mutlaka masaya oturur yer.. Artık çorbalar dahil (çorbaları döke saça yiyor) herşeyi kendisi yiyor. En sevdiği yemek diye birşey yok gibi bakla dışında hemen hemen her yemeği yiyor.
Ambulansa bayılıyor anlatıyor hasta doktor aaagaaaa diye sesini çıkarıyor.
Boya yapmayı kalemle yazmayı seviyor buaralar.
Bahçeyi bahçe işlerini çiçek sulamayı çok seviyor.

Bir ay kaldı 2 yaşına bir planımız yok o farkında oluncaya kadarda büyük kutlama yapmayı düşünmüyoruz. Büyüsün arkadaşları olsun farkında olsun ozaman büyük kutlamalar. Aile arasında pastalı üff olur herhalde o kadarını anlıyor çünkü..



20 Haziran 2011 Pazartesi

Ben bir anneyim..

Hafta sonu bir arkadaşımın kızının doğum günü vardı. Çim alanla bir sürü cocuğun olduğu müzikli eğlenceli bir doğum günü. İş çıkışı yetiştim güne..
Girer girmezde elifin değimiyle kalbim kıyma makinasına girdi .
Bütün çocuklar koştururken oynarken benim minik fare sandalyede oturmuş onları izliyordu beni gördü çırpındı eliyle işaret ederek anne gittim?? çocukların yanına gidelim mi diyor. Aldım kucağıma gittik yere inmek istedi indirdim acıdı dedi kucağıma geldi, bu sahne birkaç kez tekrarlandı.
En son yere indirdim arada emekleyerek arada sürünerek çocuklara katılmaya çalıştı.

Evet ben bir anneyim ve haddinden fazla sulu gözün ta kendisiyim. Çok şükrettim o gün şükürler olsun geçici birşey dedim aklıma kalıcı olan çocuklar ve anneleri geldi. Allah hepinize yardım etsin size çok kuvvet versin.

18 Haziran 2011 Cumartesi

Ayağını inciten yağız oğlana birkaç gün yürümek yok..

Dün akşam gülşahla mertle yemek yiyecek, gezecektik sözde..Arabayı park ettim parka kendisi inmek istiyor artık arabadan indi iner inmez dengesini kaybetti düştü ayağını tutarak acıdı dedi. uğuştuğunu düşündüm arabsına oturttum, bir süre sonra yürüsün diye indirdim araban yok yine acıdı diye bağırdı dengesini kaybetti ayağının üstüne basmıyor yürümüyor.

Vakit kaybetmeden hastaneye, film çekildi yağızın tabiriyle ayağının fotoğrafını çektiler. Kırık çıkık yok şükür sanıyorumki arabadan inerken ayağını burktu yada sıkıştırdı. İncinmiş hafif şişlik var. İsterseniz alçıya alalım birkaç gün hareketsiz olsun istersenizde siz dikkatli olun idare edin karar sizin dedi doktor. Alçıya aldırmak sorun değilde onu o şekilde 3-4 gün tutmak var. Birkaç gün alçısız deneyelim olmadı p.ertesi alçıya alırız dedim.
Şimdilik kendisi zaten yürümek istemiyor canı yanıyor basamıyor. İnşallah alçıya gerek kalmadan iyileşir..

16 Haziran 2011 Perşembe

Emzik ook

Dün sabah uyandığında emziği ağzındaydı nasıl olduysa 2 dk içinde emzik kayıp işe geç kalmama rağmen arandım arandım bulamadım. Kaybetmeseydin dedim içimden cezalısın bugün memme yok.. Yine içimden eyvah diyorum k.valideye sıkıntı yapmasın öğle uykunda. (akşama eve geldiğimde koltuğun altında buldum)

Çok büyütmedim aslında sabahları erken kalktığından öğlenleri sızıp kalıyor genelde.. Babannesine sormuş oda yok emziğin annen bırakmadı dediş, uyuyup kalmış. Bende fırsat bu fırsat dedim gece uykusunda da vermedim emziğini biraz zor daldı uykuya ama hiç sormadı emziğini geç olsada uyudu..

Aradım k.valideyi sormadı bile bugün dedi. Hadi bakalım bahaneyle emziği bıraktı galiba. Konuşmak için henüz erken ama birkaç gün sonra bakalım..

Ben oğlumu çok seviyorum hemde çooookkk...

14 Haziran 2011 Salı

Deniz sezonu açılır

Pazar itibari ile deniz sezonunu açmış bulunmaktayız. Bu sene Didim/ Gürçamlar sahilinde yaptık açılışı..
Seviyoruz biz ailecek suyu. Yağızın suyu seveceği ilk banyosundan belliydi. Gıkı çıkmamıştı şimdide öyle bıraksan suda pörsür..



Çok komik bu çocuk şortu kirlenecek diye şortla oturmadı kuma :) Şortu çıkardık deniz bezi ile oturdu..

Hayvanları çok seviyor diye söylememe gerek var mı bilmiyorum; inekler, tavuklar, kuzular, köpekler, kediler kankası :) Bu kedi biraz tuhaftı pek sırnaşamadı temkinli yaklaştı yoksa kedinin kuyruğundan tutar sever çekiştirirdi  ürktü herhalde bu kediden  yavaşça dokunmaya çalışıyor..


ps: ben hala yorumlarınıza cevap yazamıyorum hatta bazı bloglara yorum bırakamıyorum..

10 Haziran 2011 Cuma

Çok şey mi istiyorum ??

Niye yazasım gelmiyor bilmiyorum, bir sürü yazacak şey olduğu halde dilimden beynimden ellerime dökülmüyor. Keyifsiz olduğumdan mıdır? Bloglara verilen aradan sonra tekrar adapte olamamaktan mıdır? nedendir bilmiyorum. Çok şükrederim hep yazarım ama bugünlerde şükrettiğim halde keyifsizim umutsuzum.
Bugünlerdeki hissiyatlarım bunlar.


Palamutbükünü bilir misiniz? Yağız 2 aylıktı gittiğimizde. Harika bir yer mis gibi. Tekrar alıp başımı oraya gitmek istiyorum yanıma küçük çanta ve küçük oğlumu alarak..
Sabah deniz ve mis gibi ekmek kokusuna uyanmak istiyorum..
Hiç umursamadan bol bol ekmek, bal, tereyağ yemek istiyorum.
Küçük oğlumla cam gibi parlayan denize girmek istiyorum..
Küçük oğlumla öğle uykusuna yatmak istiyorum.
5 çayında çayın içine bisküvi bandırmak istiyorum
Akşam yemeğinde yine o mis gibi ekmekleri kuru domates kızartması ile yemek istiyorum
Sonra gece olduğunda mis gibi kokan küçük oğlumu yanıma alıp güzel rüyalar görmek için uyumak istiyorum


Çok mu şey istiyorum..

4 Haziran 2011 Cumartesi

Sahalara döndü..

Hilal sahalara dönmüş. Kuzenim 2 sene aradan sonra tekrar yazmaya başlamış. Buyrun..

http://www.ugur-bocugu.blogspot.com/

Ballı lokma bunlar..

Baksanıza şunlara delirtecekler beni.. Birbirlerini görünce sarılıyorlar, öpüyorlar, birisi birine bişey veririse o diğerine veriyor paylaşıyor, bir yere gideceklerse bırakmıyorlar birbirlerini o ona gel diyor o ona..
Seviyorum sizi hep iyi anlaşın..