9 Ağustos 2011 Salı

Buara en basit şeylerden çok mutlu oluyorum..

 En küçük şeyden balkonu yıkadıktan sonra çıkan temizlik kokusundan yıkarken çiçekleri sulamaktan suladıktan sonra çiçeklerin hemen canlanmasından yağızın balkondaki sulara şap şap ayaklarını vurmasından akşamları kocayla o temiz balkonda içilen yorgunluk kahvesinden yağızın 4 gündür günün çoğunluğunu hatta bütün günü bezsiz geçirmesinden ben evdeyken anne çişim geldi demesinden çişini yaptıktan sonra yüzündeki gülümsemeden yaşasın demesinden, sabah ezanına uyandığımdan, ezan sesini duyduğumdan, sabah o serinlikte ohh mis gibi uyuduğumdan çok mutlu oluyorum..
Deli annem yazıyorya mutluluk dersleri, bugün bende yazayım dedim kendime hayatta ne kadar çok mutlu olduğum şey var onu hatırlatmak istedim kendime gerçektende ben buara bu yukarda yazdığım şeylerden çok mutlu oluyorum.. Şükürler olsun..


3 Ağustos 2011 Çarşamba

Yeni görünüm..

Değişiklik istedim blogda . Nasıl olmuş..


Ben hala kendi bloğuma yorum yazamıyorum ve yazı karakterimi burda kayıtlı olanlardan farklı olmasını istiyorum nasıl olacak o bilen var mı??

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Ucak oldum uctum...

2 yaşına kadar şükür ki abartılacak bir düşme kalkma durumumuz olmadı çokta zırt pırt düşen bir çocuk olmadı biraz temkinlidir garanticidir gözükaradır ama emin olduktan sonra.. 2 yaşına girdiği saatlerde 9 aylıktan beri çıktıp indiği merdivenlerden aşağıya yaklaşık 8-10 basamak kadar uçak gibi uçup aşağıya çakıldı bakmayın böyle şakacı konuştuğuma neler hissettiğimi azçok bilirsiniz. Öldüm bittim gittim ben biraz soğuk kanlıyımdır bu durumlarda ama o gün pek sıcak kanlı oldum ben telaşlasınca o daha da çok ağlamaya başladı sonra hemen toparlanınca herşey normale döndü, çok şükür birşeyi yok... Ertesi gün nasıl düştün uçtun aşağıya diye bir konuçma geçti aramızda.. Arkasından babam aradı konuşuyorkar dedesine düştüm ucak oldum uctum diye anlatıyor babamda ne diyor bu dedi.. Ucak olmuş uçmuş..
Kaşı gözü sağlam ama o günden beri rekor kırıyor hemen hemen hergün düşüyor bir yerlere vuruyor..

Yeni annelere bu konuda bazı önerilerim var.. Çocukların düşmesinde veya küçük kazalarda neler hissedildiğini hepimiz biliyoruz elf in tabiriyle kalbimiz kıyma makinasına giriyor kıyılıyor kan basıncımız düşüyor bayılacakmış gibi oluyoruz elimiz ayağımıza dolaşıyor mahfoluyoruz evet bunların hepsinin bende fazlasıyla hissediyorum ama elimden geldiğince hissettirmiyorum.. Çünkü biz panikledikçe onların telaşları artıyor daha da çok ağlamaya başlıyorlar hatta çoğunlukla krize giriyorlar ağlamaktan bazen acılarından değil telaşlarından bizi öyle gördüklerinden ağlıyorlar..
Çok zor ama olabildiğince soğukkanlı yaklaşıp gerilimi ona hissettirmeden evet düştün canın acıdı ama geçecek şimdi krem sürelim buz tutalım bakalım geçecekmi vs diye yaklaşınca ve biraz konudan uzaklaşınca daha çabuk sakinleşiyor ben genellikle farklı konular hakkında birşeyden bahsedip orasında burasında birşey varmı diye iyice kontrol ediyorum o sakinleşirken normale dönerken bende normale dönüyorum.. Ah vah tüh evladım ne oldu gittimş bittimi diye yaklaşıldığında olay krize dönüşebiliyor...
Tabiki herkesin yapısı bir değil herkes aynı değil ama elimizden geldiğince sakin olursak daha çözümsel olursak herşey daha çabuk iyileşiyor..